Kripto Haber

Bitcoin’den korkmak mı, kaçınmak mı?

Dünyanın en büyük varlıkları arasında ilk beşi altın (21.924 trilyon dolar), Microsoft (3.424 trilyon dolar), NVIDIA (3.304 trilyon dolar), Apple (2.993 trilyon dolar) ve Amazon (2.187 trilyon dolar) oluşturmaktadır. Altıncı sıradaysa 2.140 trilyon dolarlık piyasa değeriyle Bitcoin yer almaktadır. Gümüş, 1.876 trilyon dolarla sekizinci sırayı almıştır. Bitcoin, bu kadar önemli bir konumda olmasına rağmen, neden hâlâ bazı insanlar tarafından güvenilmez bulunmakta? Ayrıca, bu sıralamanın 29.05.2025 tarihine ait verilerden oluştuğu ve Bitcoin’in daha önceki zamanlarda değer büyüklüğü açısından ilk beşe yükseldiğinin altını çizmek gerekir.

Günümüzde birçok ülke, Bitcoin’i stratejik rezervleri arasına katmaya başlamıştır. Bazı ülkeler ise bunu nasıl gerçekleştireceklerini araştırıyor. Ayrıca, Amerika’da spot Bitcoin borsa yatırım fonlarının (ETF’ler) onaylanması ile bu dijital varlık, kurumsal yatırımcılar tarafından değer saklama aracı olarak benimsenmeye başlanmıştır. Bitcoin ve diğer kripto paraların geleneksel borsa ve bankacılığa sağladığı katkıları saymak mümkün: 7/24 işlem imkanı, düşük işlem ücretleri, uluslararası transferlerde kolaylık ve maliyet açısından avantaj gibi birçok fayda mevcuttur.

İnsanların Bitcoin’e karşı duyduğu güvensizlik ve çekincelerin nedenlerini anlamak için en doğru yaklaşımın doğrudan onlara sormak olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle çevremde ufak bir araştırma yaptım. Ortak başlıklar etrafında toplayarak, insanların endişelerinin en çok hangi konularda yoğunlaştığını belirlemeye çalıştım. Şimdi bu başlıkları detaylandırarak, güvensizliğin temel nedenlerine daha yakın bakabiliriz:

  • Altın ve gümüş gibi değerli varlıkların aksine, Bitcoin’in fiziksel bir varlığı olmaması bazı kişilerin yatırım yapmaktan kaçınmasına neden olabiliyor. Dijital varlıkların güvenilirliğine dair şüpheler (oltalama ve hırsızlık gibi yöntemlerle hacklenme korkusu) öne çıkıyor. Ayrıca, büyük kriz dönemlerinde varlıkların el konulmasına dair korkular da mevcut. Örneğin, İsrail-Filistin savaşında Binance borsasının Filistinli vatandaşların hesaplarına el koyduğu iddiaları buna örnek gösterilebilir. Dijital okuryazarlığın düşük olması (her bağlantıya tıklanmaması gerektiğini bilmeyen birçok kişi var) ve alınabilecek güvenlik önlemlerinin farkında olmamak da bu önyargının başlıca sebepleri arasında bulunmaktadır.
  • Birçok borsanın yurtdışı merkezli olması, kullanıcıların sorun yaşadıklarında kime ulaşacaklarını bilmemeleri ya da güvenilir bir muhatap bulamamaları nedeniyle korkularını artırmaktadır. Ancak bu tarz kaygıların yeni çıkan Kripto Kanunu tarafından çürütüldüğünü söyleyebiliriz. Türkiye’de faaliyet göstermek isteyen kripto varlık platformları, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından denetlenmektedir. Bu sayede yaşanan problemler için yerli temsilcilerle iletişime geçmek mümkün hale geliyor.
  • Kripto paralar hakkında yapılan araştırmalar, birçok insanın zarar ettiğini, tüm varlıklarını kaybettiklerini ve hatta intihar gibi trajik olayların bile yaşandığını gösteriyor. Gerçekten de birçok kişi bilgisizce alım satım yapıyor, başkalarının söylediklerine güvenerek hareket ediyor ve yatırım kararlarını sağlam temellere oturtmuyor. Bu durum yalnızca kripto sektörüne özgü değil; bilinçsizce yaklaşımınızı her yatırım aracında kayıplara yol açabilir. İlk deneme şansla kazandırsa bile sonraki seferlerde kayıp riski yüksektir.

Ayrıca, borsada “kâr” kavramı aslında başkalarının parasını kazanmaktır. Dolayısıyla yatırım yaparak para kazanmak istediğinizde, başkalarının kayıplarını kazancınıza dönüştürüyorsunuz. Sadece sizinle ilgili olan batan tarafta kalmayı unutmamak da önemli. Ben, yatırım kararlarımı başkalarının durumları üzerinden değil, kendi değerlendirmelerimle yapılandırıyorum. Olumsuz bir bakış açısıyla “herkes kaybediyor” demek yerine, “kendimi geliştirebilir, risk yönetimini düzenleyebilir ve doğru zamanda yatırım yapabilirim” şeklinde düşünmeyi tercih ediyorum. Zira sahip olduğumuz bakış açısı, hem yaklaşımımızı hem de başarı oranımızı etkiliyor.

  • Risk algısı düşük ve güvenli yatırım araçlarını tercih eden birçok insan enflasyona karşı korunmak istiyor ve bu nedenle altına yatırım yapmayı daha uygun buluyor. Bununla birlikte, Bitcoin altına nazaran çok daha yeni bir yatırım aracı olduğundan, piyasa değeri daha düşük kalmakta ve volatilitesi oldukça yüksek olmaktadır. Bu, insanların Bitcoin’i belirsiz ve istikrarsız bir yatırım aracı olarak algılamasına yol açıyor. Örneğin, 1 trilyon dolarlık Bitcoin satışı neredeyse yüzde 50’lik bir düşüşe neden olurken, 1 trilyon dolarlık altın satışı ise sadece yüzde 5’lik bir düşüşe neden olmaktadır. Gerçekten de Bitcoin, altına göre çok daha volatil bir varlık ama burada sorgulanması gereken asıl şey, neden yatırım yaptığınızdır. Eğer amacınız enflasyona karşı koruma ise altın mantıklı olabilir. Ancak Bitcoin’in değer saklama aracı olabileceğini ve zamanla daha fazla büyüyeceğini unutmamak gerekir. Ayrıca, geçtiğimiz 10 years içinde altının değerinin 1.046,459 dolardan 3.500,200 dolara çıkarak yaklaşık 2.5 kat arttığı, Bitcoin’in ise 162 dolardan 111.965,80 dolara yükselerek 690 kat büyüme kaydettiği görülüyor.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.