Kripto Sözlük

Deflasyon Nedir?

Deflasyon, mal ve hizmetlerin genel fiyat seviyesindeki azalmadır. Genellikle, bu durum para ve kredi arzının daralmasıyla bağlantılıdır; ancak verimlilik artışı ve teknolojik gelişmeler de fiyatları etkileyebilir.

Ekonominin genel durumu, fiyat seviyesindeki değişim ve para arzının durumu, farklı yatırım fırsatlarının cazibesini etkileyebilir.

Deflasyon Nedir?

Deflasyon, genellikle para ve kredi arzında bir daralma ile ilişkili olarak mal ve hizmet fiyatlarının genel bir düşüşünü ifade eder. Bu süreçte, para biriminin satın alma gücü zaman içinde artış gösterir.

Deflasyonu Anlamak

Deflasyon, sermaye, emek, mal ve hizmetlerin nominal maliyetlerinin düşmesine neden olur. Ekonomistler, deflasyonu uzun zamandan beri bir sorun olarak değerlendirmiştir. İlk bakışta, deflasyon, tüketicilere yarar sağlamakta, çünkü aynı nominal gelirle daha fazla mal ve hizmet edinebilirler.

Fakat, herkes bu düşük fiyatlardan aynı şekilde yararlanmaz. Ekonomistler, düşen fiyatların bazı sektörler üzerindeki olumsuz etkilerinden endişe duyarlar. Özellikle, borçlarını daha değerli bir parayla ödemek zorunda kalan borçlular ve yükselen fiyatlara yatırım yapan finansal piyasa katılımcıları, deflasyonun olumsuz etkileriyle karşılaşabilirler.

Deflasyonun Nedenleri

Parasaldan kaynaklanan deflasyon, sadece para arzındaki veya döviz cinsinden finansal araçlardaki azalmadan kaynaklanır. Günümüzde, merkezi bankalar para arzını en çok etkileyen unsurlardandır. Para ve kredi arzı düşerken, bu düşüşe eşlik eden ekonomik çıktıda bir azalma yoksa, tüm malların fiyatları düşme eğilimindedir. Genelde, deflasyon, uzun süreli yapay parasal genişlemenin ardından meydana gelir, örneğin, 1990’larda Japonya gibi bazı ülkelerde de deflasyon görülmüştür.

Ünlü ekonomist Milton Friedman, merkez bankasının, devlet tahvillerinin reel faiz oranına eşit bir deflasyon oranı hedeflemesi gerektiğini savundu. Bu görüş, Friedman kuralı adıyla bilinen bir para politikası kuralını doğurmuştur.

Ayrıca, fiyatların düşmesine neden olabilecek başka etkenler de bulunur: toplam talepteki azalma ve artan verimlilik. Toplam talepteki bir düşüş, genellikle daha düşük fiyatlara neden olur. Bu değişimlerin nedenleri arasında hükümet harcamalarındaki azalma, borsa çöküşleri, tasarruf yapma arzusu ve sıkı para politikaları (yüksek faiz oranları) sayılabilir.

Ayrıca, fiyat düşüşleri, gelişen teknoloji ile beraber, üretkenliğin artmasıyla ortaya çıkabilir. Teknoloji, şirketleri daha verimli hale getirirken, bu da üretim maliyetlerinin düşmesine ve dolayısıyla tüketicilere daha uygun fiyatlar sunulmasına yol açar. Bu durum, genel fiyat deflasyonuyla ilgili olsa da, farklı bir boyuttadır.

Özellikle teknoloji sektöründe artan verimlilik dikkat çekicidir. Son otuz yıl içinde, gigabayt veri başına maliyet, 1980’lerde 437.500 dolardan 2014’te sadece üç sente düşmüştür. Bu önemli düşüş, bu teknolojiyi kullanan ürünlerin fiyatlarının da büyük ölçüde azalmasına yol açmıştır.

Deflasyonun Etkisine İlişkin Görüşleri Değiştirme

Büyük Buhran sonrası dönemde, parasal deflasyon yüksek işsizlik ve artan temerrütler ile bir arada ortaya çıktığında, çoğu ekonomist deflasyonu olumsuz bir fenomen olarak değerlendirmiştir. Bu noktadan sonra, çoğu merkez bankası, borçlanmayı teşvik etse dahi, para arzında düzenli bir artışı teşvik eden politikalar geliştirmiştir.

İngiliz ekonomist John Maynard Keynes, varlık sahiplerinin varlık değerlerindeki düşüş nedeniyle yatırım iştahlarının azaldığını vurgulayarak deflasyona karşı uyarıda bulunmuştur. Ekonomist Irving Fisher, borç deflasyonu üzerine kapsamlı bir teori geliştirmiştir. Fisher, olumsuz ekonomik şokların ardından borçların tasfiye edilmesinin, kredi arzında daha büyük bir düşüşe yol açabileceğini ve bunun da deflasyona neden olabileceğini savunmuştur.

Son dönemde, özellikle Andrew Atkeson ve Patrick Kehoe tarafından yapılan araştırmalar, deflasyon ile ilgili eski görüşleri sorgulamaya başlamıştır. 180 yıl boyunca 17 ülkeyi inceleyen bu araştırma, 73 deflasyon döneminin 65’inde ekonomik gerilemenin olmadığını, 29 depresyondan 21’inde ise deflasyonun yaşanmadığını ortaya koymuştur. Günümüzde, deflasyon ve fiyat deflasyonu hakkında farklı görüşlerin olduğu görülmektedir.

Deflasyon Değişiklikleri Borç ve Özsermaye Finansmanı

Deflasyon, hükümetlerin, işletmelerin ve tüketicilerin borçla finansman sağlamasını zorlaştırır. Ancak, tasarruf temelli öz sermaye finansmanının ekonomik etkisini artırır.

Yatırımcılar açısından, yüksek nakit rezervlerine sahip veya düşük borçlu şirketler deflasyon döneminde daha cazip hale gelirken, az nakit varlığı olan yüksek borçlu işletmeler bunun tersine daha zor bir durumda kalabilir. Deflasyon ayrıca, yatırım getirilerini artırarak menkul kıymetler üzerindeki risk primini yükseltebilir.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.