Bridgewater’ın Kurucusu Ray Dalio, Altın Yerine Bitcoin Seçimini Açıkladı
Ünlü yatırımcı ve Bridgewater Associates’in kurucusu Ray Dalio, katıldığı bir finans zirvesinde yatırım tercihlerini paylaştı. Dalio, tahvil yerine altın ve Bitcoin yatırımına yöneldiğini ifade etti. Özellikle küresel ekonomiyi tehdit eden borç krizine dikkat çeken Dalio, bu kararını bu bağlamda açıkladığını belirtti. ABD ve Çin gibi büyük ekonomilerdeki yüksek borç seviyelerinin sürdürülemez olduğuna vurgu yapan Dalio, yatırımcıların bu riskleri dikkate alması gerektiğine değindi.
Bitcoin ile ilgili görüşlerini ilk kez Mayıs 2021’de gündeme getiren Ray Dalio, bu dönemde küçük miktarda BTC satın aldığını duyurarak dikkatleri üzerine çekmişti. Ancak Dalio, Bitcoin’in başarılı olması durumunda hükümetlerin bu kripto para birimini engellemeye kalkışabileceği riskine de dikkat çekti. Aynı zamanda, Bitcoin’in giderek altına alternatif olarak daha fazla benimsenmekte olduğunu, özellikle genç neslin bu dijital varlığı tercih ettiğini ifade etti.
Bitcoin’e artan ilgi
Son yıllarda kripto paralara dair yorumlarında daha eleştirel bir yaklaşım sergileyen Dalio, 2023 yılında Bitcoin’in aşırı bir ilgi gördüğünü ve yatırımcıların altın yerine BTC’yi seçme sebeplerini kavramakta güçlük çektiğini belirtti. Altını “mavi çip statüsünde bir itibari para alternatifi” olarak tanımlayan ünlü yatırımcı, BTC’nin hâlâ küçük bir varlık sınıfı olduğunu ve dev şirketlerden Microsoft’un toplam değerinin sadece bir kısmını temsil ettiğini vurguladı.
Kripto para piyasasındaki bu tartışmaların ortasında, Bernstein tarafından yayımlanan bir rapor dikkat çekti. Raporda, Bitcoin’in önümüzdeki on yıl içinde altının yerini alarak birincil değer saklama aracı haline gelebileceği öngörülüyor. Dalio’nun daha temkinli duruşuna rağmen, bu tür tahminler kripto paraların gelecekteki potansiyeli üzerine tartışmaları ateşlemiş durumda.
Dalio’nun beyanları, küresel yatırım stratejilerinin yeniden şekillendiği bu dönemlerde yatırımcılara önemli bir yol haritası sunuyor. Altın ve Bitcoin gibi değer saklama araçları arasındaki rekabet, ekonomik belirsizlikler ışığında giderek daha da kritik hale gelmektedir.